roman holiday

  1. başrollerinde audrey hepburn ile gregory peck'in oynadığı william wyler yönetmenliğindeki 1953 yapımı romantik komedi film.
    ülkemizde roma tatili adıyla bilinir.

    konusu,
    --
    prenses ann roma ziyaretinde bulunur. formalitelerden, plan programdan bıkmış bunalmıştır. artık histerik davranışlar sergilemeye başlamıştır ki doktor kendisine sakinleştirici verir lâkin bunun kesmediğini düşünen prenses soluğu dışarda alır; biraz da kendi istediği gibi yaşayıp kendi istediği şeyleri yapmak isterken roma sokaklarında bir gazeteciyle karşılaşır ve olaylar gelişir diyelim.
    --

    gerçi günümüzde bütün bu gelişmelerin ne olduğunu tahmin edersiniz ama olsun. her şeye rağmen klişe bitmeyen bir filmdir*, güzeldir. hatta notting hill filminin basın toplantısı sahnesinin buradan ilhamla çekildiği düşüncesindeyim.

    filmden aklımda kalan ufak notlara değinecek olursam da -ki buralar biraz spoiler içerir, belirteyim-

    ******
    filmde audrey hepburn en çok thank you dedi galiba. böyle hani özellikle kendini kasarak söylüyor gibi yer yer ama ne kadar güzel demişse oscar ödülerinden en iyi kadın oyuncu olanı kapmış götürmüştür o zamanlar. tam bu noktada güzelliğine de toz kondurmadığımızı belirtirken filmin başındaki sakinleştiriciden sersemlemiş kadın rolündeki yeteneğini breakfast at tiffany's filmindeki başarılı sarhoş sahnelerinden de biliyoruz. ayrıca kendisinin ilgili sahnelerde pek güzel ve içten bir biçimde haykırdığını düşünüyorum. duyulası nidalar...

    filmdeki bir diğer göze çarpan kişi, kanımca fotoğraf servisinden irving radovich rolündeki eddie albert. izlerken nedense patrick swayze'ye benzettiğim bu şahsiyet çakmak görünümlü fotoğraf makinasıyla ulvi görevlerini layığıyla yerine getirmiş, takdirimi kazanmıştır.

    *****
    ardından gelen bir çok farklı yapıma da esin kaynağı olmuş bu film farklı zamanlarda da tekrar tekrar çekilmiştir. zannediyorum bir türk versiyonu da olacaktı.

    53 yapımı bir film olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda büyük keyifle seyredileceğine şüphe etmiyorum. bunca yıl sonra bile ben varım diyor sanki. sahneler, ışık, görüntüler gülümsemenizi eksik etmeyecektir yüzünüzden. hani tam bir romantik komedi işte.
    nitekim unutulmayan klasikler arasında da ziyadesiyle yeri mevcuttur zaten. arkanıza yaslanıp roma sokaklarıyla audrey hepburn'ü seyrediverin bir güzel.









    *

    (breegadoon 21.08.2008 07:13 ~ 21.08.2008 07:15)
  2. Türk versiyonu olan filmde Filiz Akın İstanbul'a tatile gelen Arap prensesini, Kartal Tibet de önce onu kandıran, daha sonra ise -söylemeye gerek var mı- prensese âşık olan meteliksiz gazeteci genci canlandırmıştır. Final sahnesinde Filiz Akın kendisini memleketine götürecek gemiye binmiş, ama denize atlayıp geri gelmiştir; romantik olmaktan çok komik bir sahnedir doğrusu...

    Söz konusu film, İstanbul eksenlidir, fakat Yeşilçam'ın tatil temalı filmleri ekseri Paris'te geçer. Türk filmi klişelerindendir: köylü kızı bir-iki aylığına Paris'e gider; aksanı-maksanı, giyimi kuşamı düzelmiş bir hanımefendi olarak döner ** ... E tabii burda akla ilk gelen örnek, (bkz: Kezban Paris'te). Tanzimatın son dönemlerinden kalma bir Paris takıntımız var ki iflah olmak bilmez... "Paris, mon amour!" diyerekten romantik komedi filmlerimizde Roma tatiline değil de Paris tatiline gitmeyi tercih ederiz biz efenim...
    (itaatsiz 16.09.2008 07:06)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.